Temassız Ofisler

TEMASSIZ OFİSLER

Yeni koronavirüs (covid-19) salgını döneminde, şüphesiz ki en çok duyduğumuz cümleler, el temizliğinin önemine yönelik olanlardı. Kabul etmek gerekir ki ellerimiz, virüsün bulaşmasında kilit rol oynuyor. Bu sebeple insanlarla tokalaşmamak, sarılmamak, elimizi yüzümüze sürmemek ve mümkün olduğunca yüzeylere dokunmamak gibi yeni alışkanlıklar geliştirdik. Bu alışkanlıkların, “yeni normal dönem”e geçiş yaptığımız bu günlerde de, benzer kararlılıkla devam ettirilmesi gerekiyor. Milyonlarca çalışanın, ofislere geri dönmeye başladığı bu süreçte, sağlıklı bir geri dönüşün nasıl yapılacağı; elbette ki şirketlerin birincil önceliği. Bu anlamda, ofis içi yoğunluğu azaltmak için vardiyalı çalışma düzeni uygulaması; çalışma masalarının seyreltilmesi; yeni dezenfeksiyon kuralları ve ortak alanların yeni kullanım koşulları gibi farklı stratejiler uygulanmaya başlandı. Ancak tüm bunlara ilave olarak, virüsün yayılım hızını düşürecek en önemli unsurlardan biri de şüphesiz ki temas noktalarını azaltmak. Bu alanda yeni teknolojik gelişmeler, bu ve benzeri önlemler konusunda son derece yeterli alternatifler sunuyor.

Covid-19 öncesi binalarda kullanılan tüm sistemler, birbirinden bağımsız kontrol mekanizmaları aracılığıyla yönetiliyordu. Örneğin ısıtma ve soğutma sistemleri duvarlardaki termostatlar aracılığıyla; aydınlatma armatürleri, ortak kullanımdaki anahtar ve dimmer kontrolleri aracılığıyla; otomatik jaluziler, projeksiyon cihazları, görüntü ve ses sistemleri gibi pek çok sistem, ayrı ayrı kendi kumandaları aracılığıyla kontrol edilmektedir. Bunların tümü, her gün pek çok kişi tarafından kullanıldığında, virüsün yayılımı için potansiyel enfeksiyon riski oluşturuyor. Ofis mekânlarının çalışanlara güvenli bir ortam oluşturması için, tüm bu sistemlerin tek ve merkezi bir kontrol mekanizması ile kişisel cep telefonları üzerinden kontrol edilebilmesi gerekir.

Ofislerde yer alan pc, wi-fi, kamera ve kayıt cihazları gibi elektronik cihazlar, belirli frekanslarda IP iletişimi kullanır ve tüm sistem tek bir merkezi kontrol noktasına bağlanır. Yukarıda bahsettiğimiz tüm sistemler, kablolu veya kablosuz yöntemle bu merkezi sisteme bağlanıp, farklı aplikasyonlar üzerinden ve cep telefonları aracılığıyla kontrol edilebilir. Bu sayede kapı koluna dokunmadan kapıları açabilir, jaluzi, termostat, ses ve görüntü cihazları gibi farklı sistemleri, tek bir cihazdan (kişisel cep telefonunuz) kontrol edebilirsiniz.

Temassız kontrol imkânlarından biri de, toplantı odası rezervasyonları için kullanılabilir. Bu amaç için, çalışanların arasından geçerek tüm ofisi kat etmek ve müsait bir oda aramak, pandemi sonrası tercih edilmeyecektir. Bu doğrultuda dijital rezervasyon programları zaten bir süredir kullanılıyor. Ancak sensör kullanımı sayesinde, toplantı odalarının kullanımı artık interaktif olarak takip edilebiliyor. Bu sensörler sayesinde toplantının erken bittiğini veya uzadığını takip edebilir, toplantı iptallerinde de müsaitlik durumu rahatlıkla izlenebilir. İlave olarak, düzenli dezenfekte edilmesi gereken bazı mekanların da bu esnada kullanılıp kullanılmadığı da kolayca takip edilebilmektedir.

Benzer bir sensör teknolojisi, ofis içi yoğunluk alanlarının tespit edilmesinde de kullanılmaktadır. Ofis içi günlük tempoda, hangi mekânlarda yoğunlaşma olduğu, hangi odaların daha sıklıkla kullanıldığı verileri kolayca takip edilebilir. Ayrıca bu takip sistemi üzerinden, mekânların yoğunluk haritaları personel ile paylaşılıp daha sakin mekânları kullanmaları veya vardiya yöntemi ile bu yoğunluğun azaltılması sağlanabilir. Dolayısı ile mekânlarda oluşan yoğunluğu azaltmak ve daha sağlıklı ofisler yaratmak mümkün olmaktadır.  İlave olarak bu veriler sayesinde, hangi mekanların daha sık dezenfekte edilmesi gerektiği, hangi alanlarda kullanım yoğunluğunun düşürülmesi gerekliliği veya vardiyalı kullanımın ne kadar gerekli olduğu gibi konularda doğru kararlar verilmesi sağlayarak, geri dönüş sürecinde ofis çalışanlarına güven telkin edilecektir.

Geçtiğimiz aylarda ABD’ de yapılan bir araştırma göstermektedir ki, ofis çalışanlarının sadece %12’ si tam zamanlı çalışmaları için ev ortamını tercih etmekteler. Dolayısı ile ofisler halen şirketlerin verimliliği ve çalışan performansı açısından vazgeçilmez durumda, ancak sağlıklı ve güvenli koşullar altında… Ofislere geri dönüşlerin başladığı bu dönemde ise, çalışanlara sağlıklı ve güvenilir bir ortam hazırlamak, işverenlerin temel sorumluluklarından biri. Dolayısı ile temassız ofisler ve temassız kontrol noktaları oluşturmak, sağlıklı bir geri dönüşün anahtarlarından biridir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir